







Hüzün yağmurları yağmazdı günlerime
Ilıman ikliminle dolardı içim
Nasıl da sokulurdu ellerin ellerime.

İnce bir yapraktı saçların;

Yaşlanmış ağacımın dallarında
En gür şafaklar sökerdi









Avuçlarında hep bahar yağmuru.
Yirmi yaşın elleriyle okşardım seni
Uzandığımız gök maviydi
ve deniz duru...


Kaçıp sana sığınırdım![Nasıl da sokulurdu ellerin ellerime.]()
Geceler üstüme üstüme gelince.
Sonsuz mutluluklar ormanında
Bir nazlı geyik gibiydin ince.
![Nasıl da sokulurdu ellerin ellerime.]()
![Nasıl da sokulurdu ellerin ellerime.]()
![Nasıl da sokulurdu ellerin ellerime.]()
![Nasıl da sokulurdu ellerin ellerime.]()
![Nasıl da sokulurdu ellerin ellerime.]()
![Nasıl da sokulurdu ellerin ellerime.]()
![Nasıl da sokulurdu ellerin ellerime.]()
![Nasıl da sokulurdu ellerin ellerime.]()
Bir sen güzeldin benim için,
Bir de yüzünde açan karanfil.
Öyle çok esiyordun ki içimde
Bahar rüzgârı gibi efil efil...![Nasıl da sokulurdu ellerin ellerime.]()

Geceler üstüme üstüme gelince.
Sonsuz mutluluklar ormanında










Bir de yüzünde açan karanfil.
Öyle çok esiyordun ki içimde
Bahar rüzgârı gibi efil efil...



Şiir: İlhan Geçer
Sunum

