



Ben geldim aşkım,
Herkes çekmiş sapanıyla vurmaya hazırken


İçimdeki ürkek serçeyi,
Bir iyilik perisine güvenip,
Başka dudaklara rehin bıraktım sırrımı
İşte yüreğim yüzümde, saklanmıyorum
Güneşleri giyip geldim karşına
Dağından ayrı kalmış rüzgâr gibiydim
Kavuştum yamaçlarıma



Senin denizinde vurgun yemişim, iflah olmam
Kıyılarına vurmuş bedenim,
Bir kızıl kısrak koşuyor kara yağız gecelerine,
Bak, Ay bile titredi davetimden,
Sana teslimim



Adını koymadan da sevebilirsin,
Bilirim, sözcüklere sığdıramazsın her şeyi
Sakla, kundakla emanetini, kabul
Ama yalnızca uykumda sevme beni,
Güneşlerin içinde doğup batmasın,



Her şey sana kalmasın,
Birlikte uyuyanlara göre değil bu suskunluk,
İki kelimeye bin anlam yükleyip
Azad et dökülsün dudaklarından
Ama dikkat et, geç kalma,
O kadar incelir ki kalp bazen,
Çatlar fısıldasan bile usulca.


Bunca zaman korkuyu almışım koynuma,
Cam kırığı yataklarda uykularım,
Sırrım emanet dudaklardan döküldü, dökülecek
Dost gülüşlerin kurbanıyım
Bütün kara bulutlar toplandı gözlerimde,
Siyah bir gelinlik giymiş gibi, yastayım.



Bütün yalanları ben söylemedim ki,
Neden taşladılar yüreğimden kanatlanan kuşları,
Yalnız olmak, arkasız olmak değildi derdim,
Çekip yüreğimi kınından
Hazırdım dünyayı karşıma almaya,
Ama senin bir “evet” ine yenildim.



Belki dayanırım ayrılığa
Bilmesem hangi eller dokunacak yokluğumda,


Ama bile bile kabullenmiyor kalbim
Sen kahve taşıyan ellerime kızarken,
Ben seni ayakta alkışlıyorum.
İyilik perisinin elleri karışıyor ellerine
Görüyor musun?
Gülüşünü yağmalıyor gözleri,
Bakamıyorum.



Kanıyorum ince ince,
Kalbim bedenimde koskoca diken,
Önce gülüşüm gidiyor,
Sonra sana dokunmaya korkan ellerim,
Veda ediyor sabahlarına dolanan kızıl saçlarım
Usulca çekiliyor yüreğimden aşk


Sadece seni bana, beni sana getiren şarkı kulaklarımda
“Fark etmeden, fark etmeden senin olmuşum”



Şiir: Alıntı



